Yıldırım Belediyesi’nin düzenlemiş olduğu Siyaset Akademisi-Uluslararası İlişkiler Okulu’nda bu hafta Doç. Dr. Veysel Kurt, ‘Ortadoğu’da Güvenliğin Dönüşümü’ başlıklı sunumu gerçekleştirdi.
Veysel Kurt: “Ortadoğu Coğrafyası özellikle Osmanlı hakimiyeti sonrasında bakıldığında, çatışmaların hiç eksik olmadığı ve bir türlü istikrarın bölgesel düzeyde sağlanamadığı bir coğrafyadır.”
Yıldırım Belediyesi’nin başlatmış olduğu Siyaset Akademisi- Uluslararası İlişkiler Okulu’nun bu haftaki konuğu İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Karşılaştırmalı Siyaset Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Veysel Kurt oldu. ‘Ortadoğu’da Güvenliğin Dönüşümü’ hakkında konuşan Veysel Kurt, Ortadoğu coğrafyasının özellikle Osmanlı hakimiyeti sonrası bakıldığında, çatışmaların hiç eksik olmadığı ve bir türlü istikrarın bölgesel düzeyde sağlanamadığı bir coğrafya olduğunu belirtti.
“Tarih Boyunca Ortadoğu Coğrafyası Hiç Bu Kadar Parçalanmamıştı”
Tarih boyunca Ortadoğu coğrafyasının hiç bu kadar parçalanmamış olduğunu vurgulayan Kurt, “Geçmişten Osmanlı’ya kadar geldiğimizde bu coğrafyanın hep bir otorite altında olduğunu görüyoruz. Son otorite olan Osmanlı’nın ardından gündeme gelen ‘Ulus Devlet Formunun’ ortaya çıkmasıyla, yalnızca bu bölgede değil, bütün bir yer kürede belirgin sınırlara sahip bir coğrafya karşımıza çıkmıştır. Ortadoğu bölgesi de bu çerçevede şekillenmiştir” dedi.
Bugün ‘Ortadoğu coğrafyası’ olarak bakılan bu coğrafyanın çoğunlukla 2. Dünya Savaşı’ndan sonra şekillendiğinin altını çizen Kurt, savaş sonrası herkesin devlet sınırı olarak adlandırdığı yerlerin üç aşağı beş yukarı belli olduğunu ifade etti.
Küresel Dünya sahnesinde 2. Dünya Savaşı öncesinde İngiltere, Fransa ve kısmen de Rusya’nın etkisinin olduğuna değinen Veysel Kurt, savaş ile birlikte hakim gücün Amerika ve Sovyetler Birliği olarak değiştiğinin de altını çizdi. Yine aynı dönemde ortaya çıkan bir Yahudi devleti, bugün Ortadoğu’daki temel dinamikleri şekillendiren faktörlerden bir tanesi oldu. Sonrasında 1991 yılında Sovyetler’in yıkılması ile gelişen sürecin sonunda, ABD rakipsiz kalmış oldu.
Tarih boyunca bakıldığında çatışmaların üç ana eksende yaşandığını açıklayan Doç. Dr. Veysel Kurt, “Bunların ilki konvansiyonel savaşlardır. Bu da bilindik anlamıyla devlet düzeyinde yaşanan ve devletlerin birbirleriyle gerçekleştirdiği savaşlardır. İkincisi İran İsrail ve İran Körfez kutuplaşmasıdır ki bunlar çok sıcak çatışmaya dönmemiş olmasına rağmen karşımıza çıkıyor. Sonuncusu ise Arap İsyanları ile birlikte yeni bir güvenlik durumunun ortaya çıkmasıdır” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Veysel Kurt sözlerini şöyle tamamladı:
Program boyunca amacım, “Ortadoğu’da güvenlik dediğimizde nereye bakabiliriz?” sorusunun cevabı için sizlere bir kapı aralamış olmaktı. Ortadoğu’da güvenlik deyince aklımıza neler geliyor, neler yaşandı, hangi noktalara bakabiliriz? Bütün bu sorular üzerinden sizlerin zihinlerinde, bir alan, bir patika açmaya çalıştım. Eğer bu noktada bir şey kaldı ise aklınızda bu sunumu başarılı sayabiliriz. Ayrıca seminer serileri ve bizleri davet ettikleri için Yıldırım Belediyesi yetkililerine ve organizatörlere teşekkür ederim.”
Bir sonraki derste Abdullah Erboğa, ‘Körfez Ülkelerinin Savunma ve Dış Politika Stratejileri’ başlıklı bir sunum gerçekleştirecek.
Veysel Kurt: “Ortadoğu Coğrafyası özellikle Osmanlı hakimiyeti sonrasında bakıldığında, çatışmaların hiç eksik olmadığı ve bir türlü istikrarın bölgesel düzeyde sağlanamadığı bir coğrafyadır.”
Yıldırım Belediyesi’nin başlatmış olduğu Siyaset Akademisi- Uluslararası İlişkiler Okulu’nun bu haftaki konuğu İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Karşılaştırmalı Siyaset Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Veysel Kurt oldu. ‘Ortadoğu’da Güvenliğin Dönüşümü’ hakkında konuşan Veysel Kurt, Ortadoğu coğrafyasının özellikle Osmanlı hakimiyeti sonrası bakıldığında, çatışmaların hiç eksik olmadığı ve bir türlü istikrarın bölgesel düzeyde sağlanamadığı bir coğrafya olduğunu belirtti.
“Tarih Boyunca Ortadoğu Coğrafyası Hiç Bu Kadar Parçalanmamıştı”
Tarih boyunca Ortadoğu coğrafyasının hiç bu kadar parçalanmamış olduğunu vurgulayan Kurt, “Geçmişten Osmanlı’ya kadar geldiğimizde bu coğrafyanın hep bir otorite altında olduğunu görüyoruz. Son otorite olan Osmanlı’nın ardından gündeme gelen ‘Ulus Devlet Formunun’ ortaya çıkmasıyla, yalnızca bu bölgede değil, bütün bir yer kürede belirgin sınırlara sahip bir coğrafya karşımıza çıkmıştır. Ortadoğu bölgesi de bu çerçevede şekillenmiştir” dedi.
Bugün ‘Ortadoğu coğrafyası’ olarak bakılan bu coğrafyanın çoğunlukla 2. Dünya Savaşı’ndan sonra şekillendiğinin altını çizen Kurt, savaş sonrası herkesin devlet sınırı olarak adlandırdığı yerlerin üç aşağı beş yukarı belli olduğunu ifade etti.
Küresel Dünya sahnesinde 2. Dünya Savaşı öncesinde İngiltere, Fransa ve kısmen de Rusya’nın etkisinin olduğuna değinen Veysel Kurt, savaş ile birlikte hakim gücün Amerika ve Sovyetler Birliği olarak değiştiğinin de altını çizdi. Yine aynı dönemde ortaya çıkan bir Yahudi devleti, bugün Ortadoğu’daki temel dinamikleri şekillendiren faktörlerden bir tanesi oldu. Sonrasında 1991 yılında Sovyetler’in yıkılması ile gelişen sürecin sonunda, ABD rakipsiz kalmış oldu.
Tarih boyunca bakıldığında çatışmaların üç ana eksende yaşandığını açıklayan Doç. Dr. Veysel Kurt, “Bunların ilki konvansiyonel savaşlardır. Bu da bilindik anlamıyla devlet düzeyinde yaşanan ve devletlerin birbirleriyle gerçekleştirdiği savaşlardır. İkincisi İran İsrail ve İran Körfez kutuplaşmasıdır ki bunlar çok sıcak çatışmaya dönmemiş olmasına rağmen karşımıza çıkıyor. Sonuncusu ise Arap İsyanları ile birlikte yeni bir güvenlik durumunun ortaya çıkmasıdır” şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Veysel Kurt sözlerini şöyle tamamladı:
Program boyunca amacım, “Ortadoğu’da güvenlik dediğimizde nereye bakabiliriz?” sorusunun cevabı için sizlere bir kapı aralamış olmaktı. Ortadoğu’da güvenlik deyince aklımıza neler geliyor, neler yaşandı, hangi noktalara bakabiliriz? Bütün bu sorular üzerinden sizlerin zihinlerinde, bir alan, bir patika açmaya çalıştım. Eğer bu noktada bir şey kaldı ise aklınızda bu sunumu başarılı sayabiliriz. Ayrıca seminer serileri ve bizleri davet ettikleri için Yıldırım Belediyesi yetkililerine ve organizatörlere teşekkür ederim.”
Bir sonraki derste Abdullah Erboğa, ‘Körfez Ülkelerinin Savunma ve Dış Politika Stratejileri’ başlıklı bir sunum gerçekleştirecek.