YAZAR ALİ URAL: İYİ BİR YAZI GERÇEKLİĞİN PEŞİNE DÜŞMEKLE BAŞLAR

Anasayfa > YAZAR ALİ URAL: İYİ BİR YAZI GERÇEKLİĞİN PEŞİNE DÜŞMEKLE BAŞLAR > >YAZAR ALİ URAL: İYİ BİR YAZI GERÇEKLİĞİN PEŞİNE DÜŞMEKLE BAŞLAR

YAZAR ALİ URAL: İYİ BİR YAZI GERÇEKLİĞİN PEŞİNE DÜŞMEKLE BAŞLAR

Yıldırım Belediyesi ile Türkiye Yazarlar Birliği Bursa Şubesi’nin ortaklaşa düzenlediği Yazarlık Atölyesi’nin konuğu olan Yazar Ali Ural, “Edebiyat ve Yazarlık” konusunda katılımcıları bilgilendirdi. Edebi eserin temel unsurları hakkında bilgi veren Ural, bu özelliklerden ilkinin samimiyet olduğunun altını çizdi. ‘Samimi olmak bizatihi kendi içinde bir anlam taşıyor’ diyen Ural, Tolstoy’un sanatın temelini samimiyet olarak açıkladığını belirtti.
Edebiyatın en büyük düşmanının melodram olduğunu ifade eden Yazar Ural, “Edebi eseri çürüten şey gereğinden fazla duygu yüklemektir. Buna melodram denir. Oysa Senaca’nın dediği gibi büyük acılar dilsizdir” dedi.

GEREKSİZ AYRINTILARDAN UZAK DURUN 
Bir metnin sıkıcı olmasının sebebinin, ayrıntılar değil gereksiz ayrıntılar olduğunu vurgulayan Ali Ural, ikinci özelliğin ise betimleme olduğunu söyledi. Ural, şöyle devam etti:
“Burada şu soruyu sormalıyız: Bir yazı ne zaman güzel olur? Yazıyı güzel yapan özellik nedir? Heykeltıraşa, arslan heykelini nasıl yaptığını sorduklarında onlara ‘Bir mermer kütlesini alıyorum ve ondan arslan olmayan parçaları çıkarıyorum’ cevabını verir. Dolayısıyla güzellik bütüne yöneliktir. Kendisine bir şey eklenmez ve bir şey de çıkarılamaz. Güzel olan parçaları bir araya getirip üst üste yığmakla güzelliğe ulaşamazsınız.” 
18.yüzyıla kadar yazılarda ayrıntılı betimlemelerin bir marifet olarak görüldüğünü hatırlatan Ali Ural, bu durumun zaman içerisinde değişerek az sözle çok şey anlatmanın önemli hale geldiğini belirtti. Yazarın yer yer susmasının da önemli olduğunun altını çizen Ural, okuyucunun bu şekilde metnin içine dahil olabileceğini açıkladı.

ESERLER OKUR TARAFINDAN YENİDEN YAZILIR
Sanat eserlerinin okurlar tarafından yeniden yazıldığına değinen Ural, “Bir şiir 100 defa okunsa, o şiir 100 defa yeniden yazılır” dedi. Betimlemelerde klişe söyleyişlere takılmadan yeni şeyler söylemenin önemli olduğunu vurgulayan Ali Ural, Balzac’ın sürekli eksilterek çalıştığını ifade etti. İyi olan hiçbir metnin ilk seferde ortaya çıkmadığını, defalarca üzerinde çalışıldığını da sözlerine ekleyen Ural, üçüncü temel özelliğin de inandırıcılık olduğunu belirtti. Ural, “Bir anlatımın inandırıcılığı da son derece önemlidir. İnandırıcılık söylenenin realiteye uygun düşmesidir. Algıda inandırıcı olmak önemlidir. Edebiyatta aslolan binadır süs değil. Öncelikle sağlam bir bina kurulmalıdır. Süsleme sonradan yeri ve zamanı gözetilerek yapılmalıdır” diye konuştu. 

“KONUNUN NASIL İŞLENDİĞİ ÖNEMLİ”
Dördüncü özelliğin ise konu seçimi olduğunu dile getiren Ali Ural, insanın sıradan bir yaşamın içinden derin bir hikaye çıkarabileceğini de vurguladı. “Sıradan bir olay nasıl kurgulandığında etkili bir hikayeye dönüşür” sorusu üzerinden katılımcıları düşündüren Ural, “Sanat, gerçeğin içerisinden yeni bir gerçeklik var etmektir. Yoksa gerçeği aynen resmetmek değildir. Eseri nasıl işlediğin son derece önemlidir” dedi.
URAL’DAN YAZARLARA TAVSİYELER
‘İyi bir yazı yazmak yeni bir gerçekliğin peşine düşmekle başlar’ diyen Ali Ural, katılımcılara yazarlıkta dikkat etmeleri gereken hususları şöyle ifade etti: 
“Kahramanları yargılama. Onları yargılayacak olan okurdur, yazar değil. Herkesin ortak gördüğü şeylerin yanı sıra farklı şeyler görmek de önemlidir. Eğer başkalarından farklı bir özelliğin varsa onu gün ışığına çıkar, yoksa edin. En önemsiz şeylerin bile bilinmeyen bir yanı vardır. İşte bunu ara. Sabırlı ol. Meyve olgunlaşmadan koparılmamalı. Sanat eserinin olgunlaşması gerekir ve bol bol gözlem yap.”